01.01.2014 tarihinden itibaren avukat olarak calışmıyorum artık.

Hukuksal danışmanlık gerekirse yine de aynı Büroda calışmaya devam eden meslektaşlarıma başvurabilirsiniz.

 

Yabancılar Hukuku ve Sığınma Hakkı, Uluslar arası Hukuk

 

Sığınma hakkı yani Asyl (Yunanca’dan gelme ve dokunulmazlık, özgür barınma yurdu/yeri demektir)

Sığınma hakkı yani Asyl` ün anlamı “baskıdan korumadır”.

Suçlulara (cinayet işleyen kişi v.b) bile bu hak antik Yunan’da tanınırdı. Baskıya uğrayanlara kutsal yerlerde yani tapınaklarda ve kısmen şehirlerde (Atina kale duvarlarının içinde olduğu gibi) koruma sağlanırdı. Buna karşılık Romalılar sığınma hakkını tanımadılar.

20.yy Faşist Nazi Almanya’sının insanlık dışı tecrübelerinden dolayı Uluslar arası hukuk’ta ve özellikle Almanya’da politik (siyasi) sığınma hakkına (teoride de olsa) büyük önem verildi. Bazı ülkeler politik sığınmacılar için kısmen de olsa onların diplomatik dış temsilciliklerinde sığınma başvurusu yapılabilinecek kurumlar oluşturdular. Buna karşılık Almanya, kendi dış temsilciliklerinde böyle bir hakkı tanımıyor. Sığınmacı kişi sığınma yapabilmek için kendisinin Almanya’ya gelebilmeyi başarması gerekiyor ki ‘Sığınma’ başvurusunda bulunabilsin.

Sığınma hakkı Almanya’da Anayasada öngörülmüş bir hak olmasına rağmen (Art. 16a GG), gerek basit kanunlarla ve gerekse de pratikte çeşitli kısıtlamalara tabii tutulmuştur. Politik/Siyasi Baskı kavramı etnik köken, dini inanç, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba bağlı olmak ya da siyasi düşüncelerinden dolayı devlet kaynaklı baskıya maruz kalmak anlamı anlaşılmaktadır. 01.01.05 tarihinde kanunlaşan yasayla cinsel baskı ve devletten gelmeyen baskılarda belli şartlar altında bu tanıma dâhil edilmişlerdir.

Sığınma Hakkı başvurusu ve işlemleri, tanınması ya da ret edilmesi çeşitli yasa ve uluslar arası antlaşmalarla belli bir çerçeveye oturtulmuştur.

 

Bu çalışma alanlarından Avukat büromuz özellikle

.     Türkiye, Irak, Suriye, İran ve Ortadoğu üzerinde uzmanlaşmıştır. Bu ülkelerden gelen sığınma başvuruları Temsil

.    Bu ülkelerden gelen Kürtler Temsil edilir

.      Kadınlara özgü baskı yöntemleri ve bunun kişilik etkileri, işkence-, savaş-etkileri de büromuzun uzmanlaşma alanları arasındadırlar

 

Teslim-geri (ülkesine) gönderme

Avrupa Birliği’ne üye olmayan ülkelere geri gönderme IRG (Uluslar arası suç/cezalarındaki yardımlaşma kanunun)de belirtilmiştir. Avrupa tutuklama emri ile ilgili yasa 2005 yılında Federal Alman Anayasa Mahkemesi tarafından geçersiz ilan edilip kaldırılmıştır. Teslim etme hukuksal olarak şu anlama gelmektedir: Yabancı bir ülke Alman Federal Devleti’nden birinin tutuklanmasını ve kendilerine teslim edilmesini resmen istemiştir ve bu da o kişiyi o ülkede tutuklamak veyahut mevcut bir ceza hükmünü infaz etmek içindir. Bu resmi İstek’ten önce genellikle aynı tutuklama kararı Interpol’e de gönderilir. Bu mahkeme davası Oberlandesgericht’ te ( Eyalet yüksek ceza mahkemesi) görülür. Aslında politik/siyasi fiillerden dolayı kimsenin teslim edilmemesi gerekiyor. Hoş olmayan gerçeklikte ise bu Politik/siyasi kavramının kapsamı çok dar bir çerçevede tutulmaktadır. Hatta sığınma hakları kabul edilmiş insanlar bile bazı durumlarda kendilerine baskı uygulayan ülkelere teslim edilebilirler. Çünkü kanuna(Madde 4 VFG) göre sığınma hakkı ve teslim etme birbirlerinden ayrı ve bağlantısız durumlardırlar. Buna rağmen eğer teslim edilecek ülkede işkence tehlikesi somut olarak söz konusuysa ( madde 3 EMKR) teslim etme kesinlikle yasaklanmıştır. Buna rağmen bu iki durumun birleriyle olan bağlantıları (sığınma ve teslim etme)  yani politik sığınma ve teslim etme Kemal Altun’un ölümünden sonra hukuk tartışmalarını çok daha alevlendirmiş ve hukuk literatür’ünün yön ve akışını bu ölüm derinden etkilemiştir.

 Her haluklar da Türkiye teslim etme istemlerini Federal Alman Hükümetine tebliğ etmektedir ki bu teslim edilmeleri istenenler genellikle siyasi sığınma hakkı olan kişilerdirler. Teslim etme davası genellikle bir teslim etme tutuklamasıyla başlar.

‘Teslim etmek’ AufenthG’de  (oturum kanunu/yabancılar yasası) düzenlenmiş olan Ausweisung ve Abschiebung ile karıştırılmamsı gerekmektedir.

a)    Ausweisung: (Sınır dışı kararı )Sınır dışı kararı vermek demek bir oturum hakkının AufenthG de sıralanan nedenlerden dolayı yabancılar polisinin bir kararı ile resmen sona erdirilmesi demektir. Şu nedenlerden dolayı olabilir: Çeşitli suçlardan dolayı mahkemece çeşitli suçlara çarpılmış olmak, Federal Alman Devletinin güvenliğini tehlikeye atmak v.b

b)    Abschiebung ( gerekirse cebir-kuvvet kullanılarak)sınır dışı etmek: Federal Almanya’yı terk etmek zorunda olan ve bunu gönüllü yapmayan kişilerin Alman kolluk kuvvetlerince sınır dışına çıkarılmaları işlemidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne işkenceden dolayı kişisel başvuru hakkı:

IRG (Uluslar arası suç/cezalarındaki yardımlaşma kanunu) de ayrıca tanıklere yönelik Hukuk ta belirlenmiştir. Bu şu açıdan önemlidir ki ülke dışına çıkmış ya da ülke dışında Mülteci olarak yaşayanların yaşadıkları yerden müracaat edip tanık olarak davacı olabilirler ve bu davaların ülkede açılması için bu Uluslar arası Hukuk’tan yararlanabilirler.

Bu bölümde kendimizi özellikle uzmanlaştırmış olup gerektiğinde Türkiye’den avukatlarla bu davaları açarız. Eğer davalar henüz zaman aşımına uğramamışlarsa ve birtakım belgeler (Mesela doktor raporu, yazılı belgelerle fiilin psikolojik etkileri v.b)mevcutsa işkencecilere karşı buradan davacı olunup işkenceciler mahkeme önünde hesap vermeye zorlanabilinirler. Davacı olunduktan sonra tanık kişinin burada Federal Alman Mahkemeleri’nde ifadesi alınır. Böylece ülke içi bütün hukuk yolları sonuç alınmadan aşıldıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabilinir.

Oturum Kanunu (‘Zuwanderungsgesetz’in’ bir bölümüdür)

Ülke’ye giriş, oturum, oturumun çeşitli maddeleri, kişinin hakları ve yükümlülükleri, oturumun sona ermesi, yasadışı fiiller ve Alman olmayan bütün yabancıların ceza sayılan fiilleri Oturum Kanunu’nun çekirdeğini teşkil eder. Oturum maddeleri (süreli-süresiz oturum) oturumun amaç ve veriliş biçimine göre birbirlerinden ayrılmışlardırlar ve bunlar:

          Üniversite’de okuma ve meslek yapma, ailenin birleştirilmesi, çalışma ve iş ( aslında  sadece yüksek eğitimli kişiler ve yatırımcılara verilir), insani sebepler ve sığınma  maddeleri-mültecilik gibidirler.

Ayrıca halen eskiden olduğu gibi müsamaha göstermek veya tahammül etmek olarak tabir edilebilinecek ‘Duldung’ ta aslında sınır dışına çıkması gerekenler için mevcuttur. Bu Kategoriye giren insanlar-kişiler çeşitli sebeplerden dolayı sınır dışı edilemeyenlerdirler. ‘Duldung’ verilenlere neredeyse hiçbir sosyal hak tanınmamıştır.

 

Sosyal Haklar

Oturumun veriliş amaç ve maddesine bağlı olarak haklar da ( çalışma izni, ALGII-işsizlik parası, BAFÖG, çocuk ve çocuk yetiştirme parası, barınma yer ve imkanları, sığınma başvurusu hakları v.s)çok değişiktirler ve değişik Yasa’larla da düzenlenmişlerdirler.

Vatandaşlık ve Vatandaşlığa Alınma  

Vatandaşlık Kanunda vatandaşlığa alınabilmek için hangi şartların yerine getirilmiş olması gerektiği, Federal Almanya’da doğan hangi çocuk hangi şartlar altında Alman vatandaşı olabileceği yazılıdır. Vatandaşlığa alınabilinmenin gerektirdiği Almanya’da oturmuş olmak süresi, verilmiş olan oturumun maddesine göre değişiklik gösterir.

Örneğin bir Alman vatandaşıyla evlenmiş olan kişilerde ve sığınma hakkına sahip kişilerde bu süre daha kısadır. Normalinde 8 yıllık oturumdan sonra kişinin vatandaşlığa başvurma hakkı mevcuttur ki bunun yanında diğer istenen koşullarında (yeterli derecede gelirin olması, Almanca dil bilgisi yeterliliğinin olması, Alman mahkemelerince daha önce önemli bir cezaya çarptırılmamış olmak v.b) yerine getirilmiş olması gerekiyor.

Bu sunulan Hukuk alanlarında sizin için Avukat olarak hizmet sunmaya hazırız ve bunun için de. Sizlere Avukat olarak        

    Geniş ve detaylı Danışmanlık  

    Sığınma davalarınızda sizlere yol gösterip Temsil ederiz

      (Mültecilerin sığınma işleri daha başvuru aşamasındayken v.b)  

.      Sığınma haklarının kaldırılması davalarınızda Temsil

.     Vatandaşlık başvurularınızda Temsil  

    Yabancılar dairesi ve sosyal dairesine karşı; çocuk parası kasalarına ve iş ve işçi bulma kurumuna v.b karşı sizleri Temsil

.      İdari ve Sosyal Mahkemeler karşısında sizleri Temsil (tüm derecelerde)

.    Teslim etme davalarında Temsil

.     İşkence ve diğer İnsani olmayan muamelelere karşı olan davalarınızda sizlere yardım ve Temsil

.      Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Temsil edilir.

 

Trafik Hukuku

Trafik Hukuku Yol trafiğini (sokak ve caddeleri), Araba sürme hakkını, Kanunların çiğnenmesi durumunda ceza ve para cezalarını düzenler. Ayrıca Sivil Trafik Hukuku’nu düzenler ki buda bir trafik kazası durumunda kazaya katılımcı olabilecek araba sürücüleriyle, bisiklet sürücüleriyle ya da yayalarla ilgilidir. Özellikle dikkat edilmeleri gerekenler katılımcıların en zayıf olanları çocuklar, yayalar ve bisiklet sürücüleridirler. Bütün bu gruplara bağlı olarak Trafik hukuku’na tanımlama getirilmiştir ki bu kurallar grubuna dikkat edilmesi gerekmektedir.

 

Bizim Avukat olarak Trafik Hukuku’yla ilgili hizmetlerimiz aşağıdaki gibidir       

   Kuralların çiğnenmesi durumunda Danışmanlık ve Temsil

     Ceza ve Para Cezaları’nın söz konusu ve ayrıca ehliyetin geri alınabileceği ve araba sürmenin yasaklanabileceği durumlarda Danışmanlık ve Temsil

.     Diğer taraf ve diğer tarafın sigortasıyla ilişki ve yazışmalarda Danışmanlık ve Temsil  

.    Trafik kazalarından sonra mevcut durumun belirlenmesi ve hasarın (tamir parası ya da aynı kalitede ki bir araba’nın karşılanması, kiralanan araba giderleri ve hazırlanan bilirkişi raporu’nun giderlerinin karşılanması v.b) karşılanması’nın talep edilmesi, gerekliyse dava açılması işlemlerinizde Temsil

.    Bir trafik kazasında yaralanmışsanız (araba-, bisiklet sürücüsü ya da yaya olarak) bunun Acı parasının taleb edilmesi ve kabul ettirilmesi.

     Bir trafik kazasında bir yakınınızı kaybetmişseniz bunun Acı parasının         

talep edilmesi, gerekliyse dava açılması işlemlerinizde Temsil edilir

 

Aile Hukuku, Kişilik Hakları, Homoseksüellerin Eş ve Evlilik Durumları, Aile İçi Şiddette karşı Korunma  

Aile hukuku’nu ki duygusal bağlarla hassasiyetlerin etkili olduğu bir alandır şu alt başlıklarda sıralayabiliriz:

Boşanma davaları, geçimin eşitlendirilmesi davaları, çocuk bakımı, çocuklarla görüşebilme hakkı, nafaka, ev ve barınma ve ya ev geçimi, mal-mülk hukuku, evliliğin geçerliliği ve evliliğin geçerli olamayacağı durumlar

Uluslar arası Bireysel (Kişilik ) Haklar çerçevesinde belirli durumlarda Alman Aile Mahkemeleri’nde yabancı bir ( gelinen ülkenin) ülkenin hukuku uygulanır. Fakat bunun için eşlerden ikisinin de Alman vatandaşı olmaması gerekiyor.

Çoğunlukla acilen yapılması gereken acil geçici hak koruma davalarını açmaktır. Bununla mevcut haklar koruma altına alınabilinir ve geçersiz duruma düşmeleri engellenebilinir.  Örneğin; çocuklar için acil oturma yerinin belirlenmesi ( ikametgah yerinin tayini) için veya ülke dışına kaçırılma tehlikesi olan çocukların sınır dışına çıkarılmalarını yasaklamak için bu önemlilik arz ediyor.

Çocukların başka bir ülkeye kaçırıldıkları durumlarda da Uluslar arası Haager ( Lahey çocukların korunması sözleşmesi) Antlaşması geçerlidir. Bu antlaşma’ya bağlı olarak kaçırılan çocuklar geri alınabilinir fakat bunun içinde çocukların kaçırıldıkları ülkenin bu antlaşmayı onaylamış olması gerekmektedir. Türkiye bu antlaşmaya taraf’tır.

 Genellikle acilen görülmesi gereken davalar sınıfına girebilecek olan ailedeki şiddetten korunma davalarında da başvurmak önem arz etmektedir. Bu durum yani şiddet mevcut olabilecek diğer davalardan bağımsız olarak görülür. Bu konudaki sivil haklar şiddetten korunma için çeşitli hakları geçerli kılmaktadır. Böyle geçici acil davalarda mahkeme geçici olarak ‘Kötü davranış ve muameleyi-laf atmayı, tehditleri’ engellemek için her türlü temas ve ilişkiyi yasaklayabilir. Bunların çiğnenmesi durumunda da yüksek para cezalarına çarptırılabilinir. Buna bağlı olarak tehlike arz eden tarafı tehdit edilenin ev, işyeri ve bürolarından belli mesafeden dışında yakalaşması dahi yasaklanabilinir.

 ‘Lebenspartnerschaften’ kanunu aynı cinsten gelen eşlerin uğradıkları ayrımcılığı ortadan kaldırmak için konulmuşsa da bu ayrımcılık pratikte henüz tam olarak kaldırılabilinmiş değildir. Bu ayrımcılığın Homoseksüel çiftlerde kaldırılması ve onların da diğer eş-evlilikler gibi algılanıp muamele görmeleri henüz tam olarak sağlanabilinmiş değildir.

 Diğer yaşam alanlarında sorun teşkil edebilecek olan bir diğer husus ta özellikle taraflardan biri Alman vatandaşı değilse ya da oturum hakkı yoksa.

Bu durumlar:

                     Yabancı belgelerin tanınması ve geçerliliği sorunu, doğum kaydı ve bunun belgelenmesi, babalığın tanınması, babanın velayet hakkının tanınması, evlenebilme belgesinden muaf tutulabilinme, ismin tanınması ve çocuğa isim verebilme, nüfus kütüğüne kayıt ve bunun belgelenebilmesi v.b.

Bütün bu konularda sizlere Avukat olarak danışmanlık yapar ve görevli Daire ve Mahkemelerde sizleri Temsil ederiz.

.     Takip edilebilinecek bir yolun belirlenmesinde Yardım ve Danışmanlık

.    Yetkili daireye karşı ve orda sizleri Temsil

.     Yetkili Mahkeme önünde sizleri Temsil ederiz.

 

Dernekler Hukuku

Dernekler Hukuku çeşitli kanunlarla düzenlenmiştir. Dernek, pek çok kişinin belirli hedeflere ulaşmak için uzun süreli bir araya gelip kurdukları oluşumdur. Anayasanın temel maddelerinde dernek kurma hakkı Alman Vatandaşlarına verildiği için (Alman Vatandaşlarının Temel Hakları), üye ve yöneticilerinin büyük bir kısmı Alman Vatandaşı olamayan Gruplar ayrıca dernek başvurusunun değerlendirilmesi için genel polis merkezine (LKA) başvurmaları gerekmektedir. Bir derneğin Dernek olabilmesi için dernekler siciline kayıtlı (eingetragener Verein) olması veya kayda geçirilmesi gerekmektedir. Bunun için dernek kurucusu olarak en az 7 kişinin hazır bulunduğu toplantıda bir Tüzük üzerinde mutabık (anlaşılmış) olunmalıdır. Kayıtlı bir dernek vergi indirimlerinden yararlanabilir eğer derneğin çalışmaları ve hedefleri Finanzamt tarafından toplum yararına olduğu veya Hayırseverlik olarak kabul edilirse.

Dernek tüzüğün’den derneğin hedefleri ve faaliyetleri açıkça anlaşılmalıdırlar. Derneğin vergilendirilmesi kendine has olarak yapılır. Dernek ayrıca işveren olabilir. Dışarıya karşı ve derneğin üyelerine karşı hak ve yükümlülüklerin çerçevesi kanunca belirlenmiştirler ve dernek tüzüğü’nde de netleştirilmesi gerekmektedir.

 

Avukat olarak Dernekler Hukuku’na ilişkin şu hizmetleri sunmaktayız.

   Dernek kurulmadan önce karşılıklı görüşme ve Danışmanlık

.      Derneğin Dernekler Siciline kaydedilebilmesi için tüzüğün hazırlanıp taslak olarak sunulmasında ve vergi indirimlerinden yararlanılabilinmesi için Yardım ve Danışmanlık

   Dernek taslağını vergi indirimlerine uyarlamak için önceden Finanzamt’la taslak üzerinde görüşmelerde bulunmak

.   Kurucular Kurulu’nun dernek kuruluş toplantısına katılıp gerekli belgelerin hazırlanmasında Yardım ve Danışmanlık

.    Yasaklama durumlarında devlet dairelerinde ve Mahkemelerde Temsil edilir.

 

Basın Hukuku

Basın Hukuku’nun düzenlenişi ve pratikteki uygulanışının alanı Anayasa’nın temel maddelerinden olan Basın Özgürlüğündedir. Burada da düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü ayrıca bilgi alma ve bilgiyi yayma özgürlüğü söz konusudur. Buna ilaveten ayrıca bireylerin Kişilik Hakları ve bu kişilik haklarından dolayı da bireylerin kendilerini ifade edebilme hak ve özgürlükleridir.

Gazetecinin ( ya da reporter ) görevinde ve yazılarında özenli olma yükümlülüğü vardır ki gazeteci burada doğruları yazmakla ve yalan ya da hakaret içeren yazıları yazmamakla yükümlüdür. Bunun yanında bireylerin Kişilik haklarına dikkat edilip saygı gösterilmelidir.

Özellikle de bu konularda hep sorunlar yaşanmaktadır. Bu hukuk konusu Federal Alman Anayasa Mahkemesince verilen kararlar doğrultusunda özellikle son yıllar da bireysel kişilik hakları daha da güçlendirilmiştir. Gerçekliği ispatlanamayan ya da doğru olmayan iddialarda, üzerinde iddia yürütülen birey Kişilik haklardan dolayı çeşitli sivil hak taleplerinde bulunma hakkı doğmaktadır. Bu haklardan bazıları şunlardırlar:

    Karşı görüş belirtme hakkı, düzeltme hakkı, yapılanın tekrarlanmamsı hakkı,  maddi ve maddi olmayan zararın giderilmesi

 Genellikle bu durumlarda acil karar davaları açılır ki yaralanan hak ve kişi koruma altına alınabilinsin. Karşı görüş belirtme hakkı hemen karar altına alınmalı ki bu önemini kaybetmesin ve bu hak kaybolmasın. Böyle davaların mahkeme masrafları hep yüksek olur. Burada Medya (basın) Tekelleri özellikle umut ediyorlar bu yüksek meblağ’dan dolayı kimse onlara karşı dava açamaz.

Bu bölümde Avukat olarak sizlere şu hizmetleri sunmaktayız

.      Hakkınızın ihlalinde sizleri aydınlatma, dava kazanabilme şansınızın değerlendirilmesi ve riskleri konusunda Danışmanlık

.      Haklarınızın ihlali durumunda, hak ve taleplerinizi medya karşısında Temsil

.     Bütün durumlarda acil geçici tedbir davaları ve diğer mahkemelerinizde Temsil

                     

 

 

 

 

 

  

 

hermanns@rajus.org